İNSAN NEYLE YAŞAR

İnsan Neyle Yaşar, kitapta yer alan 6 öyküden bir tanesi. Tolstoyun babası kont annesi prenses. Kendisi hayatta maddi sıkıntılar yaşamasada öykülerinde fakir köylüleri işlemiş. Sabretmenin ve kanaat etmenin erdemi ile sevgininin önemini kendi geliştirdiği inanç sistemiyle anlatmış. Köylülere acıya, açlığa, zulme katlanın sakın duygularınıza kapılmayın diyor. Pek çok ders var. Tasavvufi bir yorumlada sözkonusu.

BİR ÇÖKÜŞÜN HİKAYESİ

#stefanzweig #birçöküşünöyküsü bir kaç saatte okunacak kısalıkta bir öykü. Yazarın okuduğum tüm kitapları sürükleyici. Gücün kölesi olan bir nedimenin güç elinden gittiğinde "elalem ne der hapishanesinde" biten acı hikayesi.

YAŞAM BİLGELİĞİ ÜZERİNE AFORİZMALAR

Bir kimsenin ne olduğu, neye sahip olduğu ve neyi temsil ettiğini öğüt ve özlü sözlerle anlatmış. Altı çizilecek çok bölüm var. Hayatı çözmüş ve kendini doğrulamak isteyenlerin seveceği bir kitap. Doğu ve islam felsefesinde de var olan bir konu işlenmiş fazlasıyla. Mutlu olmak istiyorsan hayattan çok şey isteme yada isteklerini azalt. Dünya hayatının nimetlerine çok takılma kendi kendine yetmeyi yada mutlu olmayı öğren. Sahip olduğun dünyalıklarınla (para, mal mülk, şan şöhret, makam, çoluk çocuk) kendini anlamlandırırsan onlar elinden gittiğinde yok olursun kendini kaybeder bulamazsın. Kendini, yeteneklerini ve yapabileceklerini keşfet diyor #arthurschopenhauer

VİCDAN ZORBALIĞA KARŞI

16. Yüzyılda yaşayan fransız asıllı vaiz Jean Calvin'in kurduğu tarikatın hüküm sürdüğü Cenvre'de yaşananları kaleme alınmış. Protestanlığın popüler olduğu bir dönemde katı katolik tarikatlatının çok üstünde sert ve acımasız #kalvinizm akımı.
#stefanzweign öyküleri çok keyifli böylesine bir tarihsel eleştiri kitabı beklemiyordum. Kitabın adı içeriğine dair önemli bir ipucu. Totaliter rejimlere sağlam bir eleştri getirmiş. Avrupa sadece sömürdüğü dünyaya değil birbirlerine de çok ızdırap yaşatmış.
#vicdanzorbalığakarşı
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN

Palu ailesinden sonra bu roman çok masum kaldı. Tembellik, acziyet, iradesizlik ve bilgizliğin neden olduğu hezeyanları ve bunun üstüne yaşan aşkı ve neden olduğu ızdırapları şeytanlık olarak işlemiş. 1940 larda insan daha mı masummuş dedirtiyor. Kütüphanenizde olsun bence.
#sabahattinali
#içimizdekişeytan
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın

DOĞANIN KEŞFİ

Dağlara, göllere, nehirlere, şelalelere, buzullara, caddelere, sokaklara, parklara hatta bir bitkiyede(humboldtia laurifolia) ismi verilen, adına yarışmalar düzenlenen her yıl anılan bir kaşif, botonikçi, zoolog, jeolog, kısmen gökbilimci müthiş bir bilim insanı. Napolyon ile aynı tarihte doğan Humboldt küreselleşmeye başlayan dünyada görece erişilebilirliğin yüksek olduğu bir dönemde doğdu. Aslında buluşlar çağına denk gelmiş ömrü. Buharlı motorun, şimşek savar paratonerin, aşıların, teleskop, mikroskobun hayata girdiği bilgi cumhuriyetine gebe bir dünyaya denk gelmiş ömrü. Elektriğin canlı organizma üzerine etkilerini gözlemlemek için kendi bedenine elektrik verek düzeyde bilime tutkundu yada hastaydı. Goethe'nin kadim dostu. Şiirlerine ilham olacak düzeyde etkileyici.

Kitap Alexander Von Humboldt'un biyografisi. Sadece Humboldt'u değil o dönemin tarihini, ona eşlik eden büyük bilim insanlarınada yer verilmiş. Etkisine aldığı meşhur doğa severleri, bilime yön verenlerin kısa biyografilerinide öğreneceksiniz.

İklim değişimini, insanın ekolojiye olan etkisini ilk dillendirenin Humboldt olduğunu, bunu ilk kanıtlayının hayranı Georger Perkins Marsh, ilk çevre eylemini yapan ve politik arenaya taşıyanın büyük botonikçi diğer bir hayranı John Muir olduğunu öğrenceksiniz. Aslında bilimde kelebek etkisi teorsinin gerçekliği ile yüzleşiyorsunuz. 18 ve 19 yüzyılın karmaşasında dahi keşifleri, bilimi destekleyen es geçmeyen avrupa toplumunun bugünkü kalkınmışlığına şaşırmıyorsunuz. 20. Yüzyılınn ortalarına kadar birbirini öldüren bu toplumun bilime verdikleri önemin altında yatan sosyolojik ya da tüm sebepleri merak ediyorum. 13.yüzyıla kadar bilimin doğduğu doğu, bilim bayrağını bu yüzyıldan sonra batıya neden vermiştir?
Humboldt doğayı acımasız ve kanlı bir savaş içindeki bir yaşam ağı olarak tanımlıyor. Gördüğüm şey cennet değildi. Tüm hayvanlar birbirinden korkuyordu ve hayatta kalmak için mücadele ediyorlardı. Doğanın en büyük aurası korkuydu. Muhteşem sakinlik içinde sürekli devam eden bir katliam. Ne olumlu bir denge diyor humboldt.
Kitabı okuyunca doğa severlerin yani outdoor insanların indoor olduğunu anlıyorsunuz. Aslında onlar içerde biz dışardayız.
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın
#Allahkitabınızıversin
#alexandervonhumboldt

DENİZ KIYISINDA KOŞAN ALA KÖPEK

Kitapta iki öykü var. Yıldırım sesli manasçı ve deniz kıyısında koşan ala köpek. Cengiz Aytmatov’un öykülerinde sanırım mutlu son yok. Gerçi hikayelerde çok acıklı. Kitaplarının bu kadar çok sevilmesi gerçekçiliğinden kaynaklanıyor.
İlk öyküde Kırgız bir manasçısın çocukluk dönemi ve nasıl manasçı olduğu işlenmiş. Manasçı Kırgız efsaneleri, destanlarını şiirsel bir dille kopuz eşliğinde anlatanlara verilen bir isim.
İkinci öykü ise Kırgız bozkırında değil denizde geçen bir hikaye. Kırgızistan’da deniz yok ancak yazar Sibirya’lı bir arkadaşından duyduğu efsaneyi öyküleştirmiş. İlk defa babası, dedesi ve bir akrabası ile denize açılan bir çocuğun denizde mahzur kalmaları, çaresizlikleri, susuzlukla olan mücadeleleri anlatılmış. Denizden her zaman korkmuşumdur. Denizdeyseniz denizi düşünmeden edemezsiniz ama karadayken böyle hissetmezsiniz deprem bölgesinde değilseniz. Deniz kendini ziyadesiyle düşündürtür. Susuzlukla verilen savaş çok güzel betimlenmiş. İnanın susuyorsunuz. Okurken suyunuz yanınızda olsun.
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın
#Allahkitabınızıversin
#arasınkitaplığı
#cengizaytmatov

FARELER VE İNSANLAR

Yarım akıllı George ile akılsız Lennie'nin mutlu sonla bitmeyen öyküsü. Tarım ülkesi ABD'de çiftlikten çiftliğe sürüklenen genç 2 tarım işçisinin trajik hikayesi. George ve yanında bir parça daha akıllı hissettiği akılsız ama iyi yürekli Lennie'nin bu akıcı öyküsünü 3-4 saatte okuyabilirsiniz. Hızlıca okuyabileseniz diye yazılmış gibi sanki. Hayranlık uyandıracak betimlemeler, analizler ya da zeka ışıltıları yok maalesef. Yazar sanki öykünün kahramanlarına uyum sağlamış. Ancak akıcı ve vakit geçirici. Kitabın adını kitaptan çıkartamıyorsunuz. Öykünün tek başarısı iyi olmak için akla ihtiyacınız olmadığı. Buna ikna oluyorsunuz. Akılsızlarda iyi olabilir. İyi olma konusunda kendinden umudu olmayanlar varsa aramızda umutvar olunuz.

#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın
#Allahkitabınızıversin
#arasınkitaplığı
#farelerveinsanlar
#johnsteinbeck

ANADOLU MANZARALARI

2011 yılında alıp okumayı ertelediğim bir kitap. Botanik profesörü Hikmet Birand hoca yapmış olduğu akademik doğa gezilerini hikayeleştirmiş. Karabük'ün Keltepe ormanlarını uzun uzun anlatmış. Ankara çiğdeminin botanik açıdan bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. Anadoluda botanik yolculuğu yapmak isteyenlerin ilgisini çekecektir ancak çok edebi bir dil beklemeyin. Basit ve sade bir anlatımı var.

#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın
#Allahkitabınızıversin
#arasinkitapligi

KÜRK MANTOLU MADONNA

Epeyce meşhur bir kitap. Kime sorsam okumuş. Eksik kalmasın dedim okudum. Kitabın ismine bakıp bazıları gibi şarkıcı Madonna zannetmeyin. Bildiğimiz Madonna değil bu Kürk Mantolu Madonna. Kitapta sıradan ütopik bir aşk hikayesi işlenmiş. Gerçi aşkların hangisi ütopik değil ki. Herkesin ütopyası kendine. Romantiklerin seveceği türden. Son sayfalarda azda olsa psikolojik tahlillere rastlıyorsunuz. Yaratılış ve çevresel faktörler nedeniyle hayata iyi başlayamayan aşırı kırılgan ve güvensiz bir ruh halinin aşkla tanışması işlenmiş. Yaşama tutunamamış Raif efendi yarım yamalak duygularıyla bir yabancının ilgisine tutunmaya çalışmış ama onu da eline yüzüne bulaştırmış. Sonu da üzücü. Ne hayatlar ne duygular var dedirtiyor. Empati yeteneğinize az da olsa katkı yapacak türden. Empati de ihtiyaç duymadığımız bir duygu değil. Fazlası zararsız.
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın
#Allahkitabınızıversin
#sabahattinali

DEVLET

Atina Akademisinin(Akademos) kurucusu Platon(biz onu Eflatun diye öğrendik lisede) tarafından kaleme alınmış. Sırasıyla Sokrates, Platon ve Aristotales batı felsefesinin babaları.
Kitap devletin nasıl olması gerektiğini ideal devletin nasıl olacağını tartışıyor. Yaklaşık 2500 yıllık bir kitap. 2500 yıldır okunuyor. O yıllarda yapılan sorgulamalar ve tartışmalar günümüz modern devletlerinin temellerini oluşturmuş. Oturup ideal devlet nasıl oluru tartışmışlar. İdeal devleti anlatırken birey düzeyinde psikolojik analizlerde yapmışlar.
Sokrates’in Aristo’nun çocukları ile yaptığı tartışmalar öğrencisi Platon tarafından kitaplaştırılmış. Kitap 10 bölümden oluşuyor. Anlaşılması kolay olmadığı ya da çok uzun bir tartışma olduğu için sohbet sistematikleştirilmiş. Kitabın arkasında her bir bölümde hangi temaların işlendiği liste halinde verilmiş. İncelemenizde fayda var aksi taktirde anlamanız güçleşebiliyor. Her ne kadar bir diyolog olsa da çok yorucu bir kitap. Özellikle 6 bölümden sonra kopuyorsun odaklanmak çok zorlaşıyor.
Kitap eğri ve doğru nedir tartışması ile başlıyor. Askerlik, devlette kadının yeri, devleti yönetenlerin hangi özelliklere sahip olacağı örneğin hangi hallerde halkına yalan söyleyebileceği, halkın nasıl olması gerektiği gibi pek çok konu var. Örneğin 8. Bölümde postmodern aristokrasi zirve yapmış. Dağdaki çoban ile benim oyum bir mi düşüncesi savunulmuş. Kitaptaki kimi diyaloglar “hayat acıdır, biber de acıdır; demek ki hayat biberdir” tadında olduğu için lüzumsuz derecede uzamış ama sabredip bitirmekte fayda var.
Diyaloglarda Sokrates kendisine yöneltilen soruların neredeyse tamamına ikna edici cevaplar verse de 2. Bölümde Adeimontos’un kötülüğün her insanın içinde olduğu, kötüyü seçmenin daha kolay ve çekici olduğu tezine çok iyi cevaplar verememiş. Her bir bölüm için söylenecek o kadar çok şey var ki itirazlar ya da onaylamaların arkası kesilmiyor. Bu kitabın üzerine birkaç kitap daha yazılabilir. Pek çok filozofu dolayısıyla medeniyetleri etkisi altına almış. Farabi’de Sokratesten çok etkilenmiş yani İslam felsefesi de Helenlerden nasibini almış.
Sırada Farabi'nin ideal devleti var.

#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın
#Allahkitabın

DİNLER TARİHİ

#okuduğunkitabıpaylaş
Totemizm,animizm, mısır, hint,çin, japon, iran, batı asya dinlerini, helen ve roma dönemi ile ilahi dinlerden yahudilik ve hristiyanlığı özet olarak işlemiş. Kitabın orjinalinde dinimiz var ancak çevirmen yer vermemiş. #BilgiyleKalın

HZ.PEYGAMBERİN SAVAŞLARI

Savaşların yapıldığı coğrafyayı merak edenler için güzel detaylar var.

#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın

DEĞİŞİM SÜRECİNDE TÜRKİYE

Kütüphanenizde olmalı. Pek çok veriyi barındırdığı için veriler eskimeden okuyun derim. Yorum yapılacak çok fazla konu işlenmiş. Yazarın yani Mahfi Eğilmez'in kendi adı ile internet sitesi var. Takip etmenizi öneririm. Sorulan sorulara ve yapılan yorumlara cevap veriyor. Bedava bilgi baldan tatlı.
#bilgiylekalın
#okuduğunkitabıpaylaş

BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI

Eski bir uluslararası enerji yatırımları şirketinde başekonomist olarak çalışan #johnperkins Amerika'nın uluslarası operasyonlarda neler yaptığını IMF, dünya bankası gibi kuruluşları nasıl kullandığını çok açık bir şekilde yazmış. Anti amerikancı pencereden "iş te bu" dedirtecek bir kitap. Ancak latin amerika ülkeleri, ortadoğu ve asya da ölümcül operasyonlar yaptığı iddia edilen abd nin bu derece mahremiyet ihlalini engellememesi ilginç. Post modern operasyon
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın

TÜFEK, MİKROP, ÇELİK

Farklı kıtalarda insan topluluuklarının neden farklı başlangıçlar yaptıklarını biyoloji, jeoloji, coğrafya bilimini kullanarak anlatmış. Tarih bir muamma olduğu için akıl yürütmeler çok fazla. Neden avrupalılar amerikayı keşfettide amerikalılar avrupayı keşfetmedi türünden soruların cevabı var.

#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın