Thomas More’un “Ütopya”sı, Platon’un “Devlet”’i, Farabi’nin “İdeal Devlet”i kusursuz devlet yönetiminin nasıl olması gerektiğini anlatıyorsa #GeorgeOrwell 1984’te distopyayı anlatıyor. Ütopya ulaşılmak istenen bir hayalse distopya ya da karşı ütopya da korkulu bir rüya. George Orwell bu korkulu rüyayı edebi bir dille romanlaştırmış. 1948 yılında Stalin yönetimine göndermede bulunduğu CIA yazarı olduğu yorumları da var. Romanında kurgusal İngiliz sosyolizminin yarattığı baskı ortamını anlatmış. Büyük biraderin insanları sürekli gözlediği, izlediği, dinlediği bir nevi büyük bir gözaltıyı yaşıyorsunuz. Bir nevi hapishane ancak insan en özgür yönetimlerde bile kendini gözaltında ya da denetimde hissedebilir. “El alem ne der hapishanesine” mahkum edebilir. Egemen ahlaka ters düşen eylemlere niyetlendiğimizde içimizde doğan endişe hapishanesi. Kitapta anlatılan İngiliz siyonizmi diğer yönetimlerden kendini şöyle ayrıştırıyor. Eski despot yönetimlerde “şunu yapmayacaksın, bunu yapmayacaksın der”, totoiterler “şöyle yapacaksın böyle yapacaksın der”, İngiliz siyonizmi ise “sen aslında şusun, şöyle düşünüyorsun, şuna inanıyorsun der”. Bilinci ve belleği yok eder. Kitap, özgürlük 2X2=4 diyebilmek ve düşünmektir dedirtiyor.

Kitapta İngiliz siyonizminin yönetimi altında günlük yaşamda hissedilen korku, kaygı ve tedirgin haller anlatılıyor. Bu yönetim altında eski İngilizce bile değiştiriliyor. “Yenisöylem” adı altında yeni bir dil dayatılıyor. İnsan konuştuğu dilde ve kültürde düşünür. Dilin matematiği düşünme şeklini de etkiler. Dili değiştirir ve hükmedersen düşüncelere de hükmedersin.

Kitapta çok şey var. Proleterlere, seçilmiş azınlıklara ve egemen kültürün akılsız dediği ama bunu önemsemeyen Winston gibi tek kişilik azınlıklara yönelik pek çok analiz var. İnsan psikolojisi, toplum psikolojisi, korku psikolojisi, kamu yönetimi, devlet yönetimine dair pek çok analiz, tespit ve değerlendirmeler mevcut. Bu analizler nedeniyle kitap bazen yorucu olabiliyor. Okunması da çok uzun sürdü bu yüzden. Ama kitaplığınızda olmayı kesinlikle hakediyor. Sabredin ve bitirin. Bu arada kitabı okumadan filmini izlemeyin hiç bir şey anlaşılmıyor.
#okuduğunkitabıpaylaş
#bilgiylekalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder